16 Mart 2018 Cuma

Bireysel ve Bilgisel Silahlanma




İnsanoğlunun tarihinde geçmişten günümüze kadar olan süreci incelediğimizde silahlanmanın aslında çok farklı şekillerde ve yapılarda olduğunu görebiliriz.Bireylerin yaşadığı toplumlara ve sosyal çevreye göre değişen silah ve silahlanma,savunma çeşitleri ve yöntemleri günümüzde çok farklı bir şekil almış durumdadır.Teknolojinin ve iletişimin çok hızlı bir boyut kazanması ile silahlanma artık çok farklı bir boyuttadır.

Geçmiş dönemlerde bireylerin savaşmak ve kendilerini korumak için karşı bireylere karşı edindiği silahlar kesici delici aletler olarak nitelendirilebilirdi daha sonrasında ise tabanca barutun keşfi ile ortaya çıktı.İlerleyen zamanlarda ise kimyasal silahlardan olan nükleer silahlar baş gösterdi.

İnsanoğlunun içerisinde bulunan içgüdüsel bir davranış olan silahlanma aslında her bireyin kendisini savunma esaslı olarak ortaya çıkmıştır.Bir devletin silahlanması o devletin içerisindeki bireylerin devletten beklediği kendi içgüdüsel koruma ihtiyacının göstergesinden ibarettir.

Bugün artık dünyamızda iki tip silahlanma biçimi baş göstermektedir;

a-) Bireysel Silahlanma

          b-) Bilgisel Silahlanma

                Bireysel silahlanmayı sadece bireyin kendi çabaları ve ekonomik geliri ile silah edinmesi olarak görmemeliyiz.Bir bireyin yaşadığı devlet içerisindeki kendisini koruma ve savunma içgüdüsünden ortaya çıkan silahlanma biçimine de bireysel silahlanma denilebilir.Buradaki bireysel silahlanma konusunu ele alır iken sadece ama sadece bireyin kendi imkanlarını değil.Bireyin etki ettiği mekanizmaları ve sistemleri de ele almak gereklidir.
               
Bilgisel silahlanma ise bugün ortaya çıkmış devletlerin ve şirketlerin her alanda birbirleri ile karma şekilde yarıştığı bir koşudur.Bu koşu ile ilgili her türlü bilimsel akademik çalışma özenle verilere dökülür ve özenle saklanır.Bu tür verilen ve arşivlerin çoğunlukla normal bireyler tarafından ulaşıma kapalı olması gereklidir.Bilgisel silahlanma örneğini gördüğümüz yüksek düzeyde teknolojiye sahip devletlerin bireyler ile iletişime geçmesi çok farklıdır.Bireyleri ve kendi toplumlarını yönlendirmesi ve yönetmesi ise gerçekten çok kurnazcadır.
               
Bu silahlanma şekillerini kısaca inceledikten sonra ABD ve Sovyetler arasında imzalanan nükleer silahlanma ile ilgili araştırma yapılamayacağına dair bir antlaşmayı sizlere hatırlatmak isterim.Bu antlaşmaya göre suyun ve toprağın üzerinde herhangi bir nükleer silah araştırmasının yapılmayacağını birbirlerine vaat eden bu iki büyük güç bu antlaşma sonrasında nükleer araştırmalarını toprağın altında yapmaya devam etmiştir.
                
            Bugün tabi ki silahlanmayı sadece ama sadece tabanca ve ateşli silahlar olarak sınırlı bir hale getirmek yanlıştır.Bugün o kadar büyük ve zararsız gibi gözüken silahlar icat ettik ki sanal ortamdan istediğimiz bilgiyi kurgusal gerçeklik ile kurgulayabilir içerisine biraz ideoloji entegre edebilir ve toplumlara birer inanç sunabiliriz.Bu tür çalışmaların hala yapıldığını yaşadığımız ülke üzerinde yazılan akademik çalışmalarda görebiliyoruz.Diğer yandan elbette objektif ve gerçekten akademisyen olan gerçekleri yazan yabancı akademisyenler de mevcuttur…

           Silahlanma ne kadar kötü gibi gözükse de güç dengesi bakımından tam anlamıyla bir raya oturduğunda aslında barışı sağlamak için en iyi yöntem olarak gözükmektedir.Geri kalmış ülkelerin silahlanmak ve kendilerini korumak için gelişime daha açık olduklarını görebiliriz.Kimi toplumlarda ise onlara saldıran büyük devletler bilgisel silahlanma ile onları dezenforme edebilmektedirler.

Salih Yücel GÜR