26 Mart 2017 Pazar

Dünyayı yedik ve doymadık




Yemeğe devam ediyoruz da durmadan doğaya zarar veriyoruz. Aşırı nüfus artışının sorunları ekonomik olarak baş göstermeye başladı neyse ki aklımız var. Aklımız gerçekten güzel kelime aslında akıllıyız diye birkaç kez söylesek aslında sorgulamaya başlar mıyız ? diye de soruyor insan kendi kendine.

Türümüzün diğer türlerden bir fazlası akıl ve ruh galiba. Bunların birbirini tamamlaması ve ilerleme denilen o büyük ideal. İnsanlık için bir ilerleme gerekli galiba bu kadar çok iletişim tekniği ve iletişim için farklı farklı diller var. Ancak insanlık birbiri ile hala iletişim için yeterli adımları atamamakta gibi gözüküyor.

Yazı insanlar arasında iletişimi sağlamak amaçlı ve insanlığı ileriye götürecek olan bir araç. Amaçlarımıza ulaşmak için dillerimiz var. Ancak sorunlar ve acılar ortak olduğunda dillerimizin hiç önemi kalmıyor. Biz Anadolu denilen bu coğrafyada yaşayanlar olarak bunun en büyük kanıtıyız galiba. Diğer yandan bunun en büyük kanıtı olmamız bunun en büyük acısını da yaşıyor olmamız ile eş değer.

Ara ara yazmaya çalışıyorum ama neden yazıyorum diye sorsalar bilmem derim galiba. Belki de bilmediğimin peşinde koştuğum için hoşuma gidiyordur yazmak. Zaten bilgi bir kelebek misali peşinde koştuğunda heyecanlısın ancak yakaladığında bir günlük ömrü var. Zamanında ve yerinde kullanmak bilgiyi bize tecrübe dediğimiz kapıyı aralıyor. En azından konuşmak bile bir tecrübe aslında dikkat ettiğinizde. Kendimizi ifade edebilme yeteneğimizi uluslar arası düzeyde kanıtladığımız zaman ulusların aslında hepsinin derdinin aynı olduğunu görüyoruz. Sisler içinde bir dağ galiba bu ve biz en tepesindeyiz. İnsanlık olarak bizim en tepede olmamızın sebebi de yine Anadolu coğrafyası ile gelen acılarımız.

Kavgalarımızın sebepleri çok basit aslında ama kavgaları çok önemli görüyoruz. Neyse çok uzatmamak gerek bugün Pazar olduğu için galiba bu kadar çok uzattım yazıyı. 

Salih Yücel GÜR