5 Şubat 2018 Pazartesi

Toplumumuzun Evrensel Sorunları Sorgulama Kabiliyeti




Evrensel düzeyde olan sorunları ülkesel olarak algılayan bireylerden oluşan bir toplumun içerisindeyiz. Toplumumuzun algısal olarak kendisini geliştirmesi bireylerin olayları anlaması algılaması ve sistemleri çözmesi demektir.

Bir bireyin olayları algılaması ilk basamak olarak görülebilir daha sonrasında ise anlaması ve gerçek bir şekilde yorumlaması ikinci kısımdır. Bireyin olaylar ile ilgili bilgisiz şekilde yorum yapması sadece ama sadece olayların anlaşılmasını istemeyenlerin çıkarına fayda sağlar.

Bir bireyin eğitimindeki detaylar burada önemlidir. Bireyin eğitiminin çıkarlar üzerine değil topluma katacağı fayda ile belirlenmesi ve bireyin mutluluğu üzerine seçilmesi hem bireyi hem de toplumu ileriye götürecektir.

Toplumun olayları algılayamadığı durumlarda bir bilinmezlik ve kaos ortaya çıkar. Bu kaos ortamından çıkar sağlamak isteyen örgütler ve o örgütleri destekleyen devlet ve şirketler oluşabilir.

Bir bireyin eğitimi toplumun değiştirilmesinde en küçük birim olarak görülse de o bireyin etrafındaki çevresine bırakacağı anlam ifadesi olarak düşünüldüğünde aslında ne kadar büyüktür.

Bu noktada bireyde en önemli özellik ise zihniyettir elbette. Zihniyet bir bireyin her konuya nasıl bakacağını belirleyen en büyük etkendir. Diğer yandan zihniyetin hemen arkasından ideoloji gelmekte idi ancak ideolojinin yerini de ekonomi aldı. Sorunların evrenselleşmesi soruların da evrenselleşmesine ve sorumluluğunda evrenselleşmesine yol açmıştır.

Algılarımızın açık olduğu olayları tam anlamıyla anlayabildiğimiz, gerçek anlamda eleştirebildiğimiz ve ülkemize güzelleştirebildiğimiz günlere...

Salih Yücel GÜR